23 Mayıs 2016 Pazartesi

10. Gökova Bisiklet Turu (1. Gün Muğla - Marmaris)

10. Gökova Bisiklet Turu (1. Gün Muğla - Marmaris)
http://pedalakuvvet.blogspot.com.tr/2016/05/10-gokova-bisiklet-turu-1-gun-mugla.html


Sabah saat 06:00'da yatağımızdan kalkıp güzel bir kahvaltı yaptık. Kahvaltıyı genelde hızlı geçiştiren bir aile olduğumuzdan özel günlerin özel kahvaltısı olur düşüncesi bizde hakim artık.
Gününden önce hazırladığımız heybelerimizi ve bisikletlerimizi apartman kapısına indirip orada son hazırlıkları yapıp yola koyulduk.
Geleneksel İskele Atatürk Heykeli Önü fotoğrafımızı çekildikten sonra Yalova Otobüs Terminaline doğru hareket ettik.
Otobüs Terminali Yalova Merkeze ortalama 3 - 4 km uzakta olduğundan Yalova - Bursa yolundan ilerleyerek gidiliyor.

Otobüs Terminalinde kısa beklemeden sonra otobüsümüz geldi.

Burada şunu hemen yazmalıyım. Gittiğimiz yöne doğru kişi başı 55.-TL'ye otobüs bileti varken (Efe Turizm) biz özellikle rahat gidelim, bisikletimiz sorun olmasın diye Pamukkale Seyahatten 80,-TL'ye bilet aldık. Yani gidiş dönüş için fazladan 100.-TL ödedik. Ama daha otobüs yanaşır yanaşmaz sıkıntı başladı. Yerimiz yok, bisiklet almıyoruz, bisiklet başımızın belası gibi birde hakaret işittik. Sözlü dalaşmalardan sonra bisikletlerimiz bagaja alındı ama tüm seyahatimiz stres içinde geçti. Pamukkale Seyahate özellikle mail yazıp durumu anlattım gelecek cevabı da buradan paylaşacağım. (Biraz önce "25.05.2016 Saat 15:45'de" 0 850 333 35 35 nolu telefondan arandım. Pamukkale Seyahat yetkilisi mailimi aldığını ve durum için çok çok özür dilediğini, araca ceza işlemi uygulanacağını ayrıca şirket politikası olarak bisiklet taşımada sorun yaşanmayacağını söyledi. Ben Ceza İşlemi Uygulanmamasını ama araç şoförlerinin uyarılmasını istedim. İlgilerinden dolayı teşekkür ediyorum) Özellikle festival düzenleyen derneklerin bu tip firmalarla önden konuşup sayfalarında (gelmek isteyen konuklarımız şu firmaları tercih edebilirler) dibi duyuru yapmalarını arzu ediyorum. Tabi o kadar organizasyon sorunu içinde bu pek akıllarına gelmemiştir ve normal..
Yüklenen stresimizi Balıkesir - Susurluk'ta Yıldız Dinlenme Tesislerinde kahve içerek attık.

Muğla'ya 19:00'da varmasını beklediğimiz aracımızın saat 19:45'te varmasıyla biz tarif edilen Muğla Devlet hastanesi karşısındaki KIŞLA PARKI'na doğru yola çıktık. Hava kararmadan çadırımızı kurduk..

10. düzenlenen bir festivalde açıkçası bazı sorunların çözülmüş ve sistematiğin oturmuş olduğunu düşünürdüm ama pekte öyle değildi.
Mesela: Muğla Otobüs Terminalinden Kışla Parkına giderken bir çok kişiden yardım aldık, oysa Antalya Bisiklet Festivalinin düzenlendiği Manavgat'ta geçen sene yollarda, ağaçlarda ve direklerde yönlendirme tabelaları nedeniyle kimseye bir şey sormadan ortalama 4.-km şehir dışında olan kamp alanını elimizle koymuş gibi bulmuştuk. Sanırım bazı şeyler daha oturmamış. Festival boyunca buna benzer bazı sorunlar hep yaşandı.
Mesela: Gemiyle Bodrum'a geçtiğimizde bize lokma dağıtılan sıraya giren bir sivil vatandaşı oldukça kötü bir şekilde uyardı yetkili bir bayan arkadaşımız, 64 yaşında olduğunu sonradan öğrendiğimiz bu amcayı azarlamak yerine küçük bir anonsla bu tatlı dağıtımının yalnızca bisikletlilere yapıldı duyurulsa sanırım o amca sıradan kendisi çıkardı.
Mesela: Son gün Akyaka'da ki toplanma yeri için en az üç - dört kez benden önce grupla giden bir arkadaşımı aramak zorunda kaldım. Keşke yollara işaretler konsaydı..
Mesela: Son gün dağıtılacağı söylenen balların kapışılıp bittiğini söylediler, oysa herkesin bir tane almasını sağlayacak numarayla dağıtım yapılabilirdi.
Mesela: Yemek dağıtımlarında her seferinde numaranız kaç gibi sorulup yazılmasından sa Bursa ve İstanbul'da düzenlenen bileklik uygulaması yapılabilinirdi.
Bu eleştirilerimi yapıcı olması adına tek tek sıraladım dilerim kızmazlar arkadaşlar...
Çadır kurulumundan sonra kayıt yapılması ve forma almak üzere kayıt masasına, sonra da yol yorgunluğu için soğuk yatağımıza yattık. Muğla 670 rakımda olan bir il o nedenle geceleri gerçekten soğuk oluyormuş.
Sabah erken saatlerde kalkıp çadırımızı toplayıp kamyona verdikten sonra bize kahvaltı verilecek Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezine hareket ettik. Eski bir yapının sonradan restorasyon edilmesiyle oluşmuş muhteşem görseli olan tarihi yapıda kahvaltımızı yaptık.



Bilecik Bisiklet Festivalinden tanıdığımız Hakan YAVUZ yine jestini yapmıştı. Bilecik Belediyesi tarafından hediye gönderilen lokumları kahvaltıda tek tek konuklara dağıtıp Bilecik Belediye Başkanı Selim YAĞCI'nın selamlarını iletti. Bu lokumlardan dolayı kendim ve festival arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum.


Kahvaltı sonrası festival sponsorlarından Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanı sayın Osman GÜRÜN (1999 yılından beri başkanlık yapıyormuş) ve Menteşe Belediye Başkanı sayın Bahattin GÜNEŞ herkesle sohbet ediyordu. Eski bir bisiklet sporcusu olduğunu düşündüğüm 75 - 80 yaşlarında bir bey amca ile sohbet ederken adam bir anda ayağını uzatıp bakmasını istedi başkandan, şaşırdık ama izinsiz fotoğraf çekmek istemedim. Başkan oldukça ilgilendi şaşırdım. Meğer başkan bey ortopedi doktoruymuş hastaneden çıkan, filmini alan makam odasına dalıyormuş. İlginç ama o da kimseyi kırmadan bakıyormuş. Dediler ki "başkan başkanlıktan yoruldu" eeee dedim "bu kadar halkla ilgilenmek yormuştur" ve yine dediler ki "başkanlıktan yoruldu doktorluktan değil" huyum, mizacım değildir makam, mevki sahibi insanlarla fotoğraf çektirmek, bana aşağılık kompleksi olan insanların davranışı gibi gelir birinin gölgesinden kendine pay çıkarmak ama bu durum farklıydı. Adam gibi adam olunca bende gidip başganım hadin bi fotoğraf çektirelim dedim. Kırmadı sağ olsun o anı ölümsüzleştirdik.

Fotoğraflar çekilip eski dostlarla hasretler giderilip yola çıkıldı. önce Ula ilçesine vardık. Küçük ve mütevazi bir ilçe. Hele ilk gördüğüm görüntü beni oldukça etkiledi. "Ekmek Fabrikası" tabelası olan ve halen aktif olarak çalışan fırın vardı.


Tarihi dokusunu korumak istercesine direnen bazı yapılarda beni etkiledi.

Ula'dan hareket ederek tüm bisikletçilerin korkulu rüyası sayılan Sakar Rampasına doğru yola çıktık. İlginçtir inmemiz gereken rampayı sanki çıkıyorduk ama rampanın başına gelince fikrimiz değişti.

13 km süren bu rampadan inerken daha önceki rekorumu kırarak 53,50.-Km'ye kadar çıktım. Genel olarak 30 - 35.-Km'yi pek geçmem ama yol ve eğim o kadar güzeldi ki eşim bile bu hızlara çıkmakta masur görmedi. Zaten çıkışı 2 - 2,5 saat süren bu rampayı 15 - 20 dakikada falan inip Akyaka'ya geldik.


Öğlen yemeğinde balık yedikten sonra dostlarla Maviş'in yerinde kahvemizi için Marmaris'e doğru yola koyulduk. Yol oldukça çıkışlıydı ama sürprizde o kadar güzeldi.


Rampalar bitip Marmaris Milli Parkı tabelası gözüktüğünde çok mutlu olmadık dersek yalan olur...

veeeee nihayet 70,1.-Km sürüşten sonra otelimize geldik. Havuz başında küçük bir dinlenmeden sonra kamyondan çuvallarımızı alıp, 515 nolu odaya yerleştik.




Görüşmek üzere.....

1 yorum:

Dalaman - Antalya Bisiklet Turu

Bir Sümer atasözü var "Madem Biliyorsun Neden Öğretmiyorsun ?" tarihte ki ilk yazılı kaynaklar Sümerlerin olduğuna göre daha eskis...